Yılın son gününde yine yollarda Deutsche Bahn ın*en uzak nereye gidebileceğini düşünürken, tren usul usul beyazlıklardan geçiyor.
"Yeni yıldan beklentileriniz nelerdir ve hayatınızda neler değişecek?''konulu sokak röportajını izlemeye başlıyorum.Herkes farklı dileklerde, farklı isteklerde bulunuyor. Kimisi de daha az çalışmak,kendine daha çok vakit ayırmak istiyor.
Ve hâla kendinden sıyrılmayı başarıp, başkalarını düşünme lüksüne sahip olanlar başka insanların hayatları için bir şey yapabilmek derdinde.
Muhabirin mikrofonu doğrulttuğu yaşlıca bir adam ise kendinden emin bir şekilde “Hiç bir hedefim yok.Zaten hepsini önceden yaptım.“ diyor. Kendinden emin ve bir o kadar da net oluşuna hayret ediyorum.Kendi planlarımı düşünüyorum, hepsini renkli kalemlerle yazıp büyükçe odama asışım aklıma geliyor. Kimisini bir çırpıda yapışım kimisini ise listemde yılarca misafir edeceğimi bilemeden listeye eklediğimi düşünürsek yapacaklarımın bitmesinden, hayâl etmeyi bırakmaktan delice korkuyorum.
Kar manzaralarını yavaşça geride bırakıyorum, camın ardındaki resim yeşillenmeye ve binalar daha da sıklaşmaya başlıyor. Gelmeye yaklaştım. Bu akşam bir yemeğe davetliyim.
Zili çalar çalmaz yol boyu uykuya yatırdığım heyecanım enseme yapışıyor. İçeri adımımı atarken herkes girişe doğru geliyor. O ilk eli sıkıp, ikinci ele geçtikten sonra heyecanım yavaşça sönüyor
Daha önce hiç görmedigim bu insanları bana anlatılan o güzel hikâyelerinden tanıyor ve hiç yabancılık çekmiyorum.Yemekler yenip, kadehler yalnızca bize kaldırılırken "To us"deyişlerine eşlik ediyorum.
Zaman ilerlerken hediye vakti geliyor. Herkes özenerek paketlediği, güzelce notlar iliştirdiği paketleri çıkartıyor. Benim için yeni olan bu geleneğin aslında ne hoş bir gelenek olduğunu düşünüyorum. Elbette sıra benim hediyeme geliyor ve -her zamanki gibi uzun bir nottan sonra-İçimdeki Emine Beder ile aldığımız kahve fincanları günyüzüne çıkıyor ve neyseki beğeniliyor.
Daha sonrasında gece muhabbetle geçerken, 12.00 ‘ye dakikalar kala masaya oturuyor, muhabbete kaldığımız yerden devam ediyoruz. Saate bakmadan edemiyorum.
Kısa zaman önce hikayesini bile bilmediğim bir insanla bugün, el ele, omuz omuza yeni yıla giriyorum. Muhabbet katmerlenmeye devam ediyor ve yılın son iki dakikası da geçipr gidiyor. İşte yeni yıla merhaba deme zamanı. Birkaç fotoğraf ile birlikte, çıkarsız güzel dilekler masada uçuşuyor.
Fakat ben “dilemek” değil inanmak istiyorum, sakince ve huzurla inanmak.Sevdiklerimin bana benden yakın olacağına inanıyorum ve belki yeni bir hikâye yazacağıma.Happy New Year!!
*Deutsche Bahn Almanya’nın demir yolları şirketinin adı.