Search This Blog

Wednesday, April 10, 2024

ANNEANNEMİN YUVA(R)LAMASI

 Bayram denince aklıma pek çok şey geliyor. Ama birkaç bayramdır acaba bu bayram da harçlık alabilecek yaşı geçmiş olabilir miyim, harçlık beklenen yaşa gelmiş miyim diye kuruntulanıyor, hesap yapıyorum. 2018´e Türkiyede`ki son bayramımıza gidiyorum sonra. Her normalin normal olduğu zamanlara. Bayram bayramdı, herkes annenemin evinde toplanmıştı. Gelinler onu bunu çekiştiriyor, bu gamlı mutfak sanki zamanında yedi evlada aş yeri olmamışçasına mutfağın küçüklüğünden dert yanıyorlardı. Mutfaktaki kocaman tencerenin içindeki yuvalama kokusu salona geliyordu. Kameramı salona çevirdiğimde anneannem köşede kız torunlarından gizli erkek torunlarına Sütyen Banktan harçlık veriyordu. Anneanneme bir türlü yetemedim arkadaşlar, soyumuz bir payitahta dayanmamasına rağmen bu kadının erkek sevdasına da anlam veremedim. Yine de dünyanın en güzel yemeklerini yapıyor bundan ötürü susuyorum. 
Yani belki şuanki deliliğimle orada olsam insanları, sohbetleri sığ bulacak, kaostan sıkılıp eve gitmek isteyecektim. Bunu bilemiyorum. Fakat yine de o yuvarlama için tüm bayram sabahlarını umarsızca feda edebilirdim. Herkesin iyi kötü toplandığı, bayramı bayram yapan bir gelenekti anneanneme gitmek. Ve tatildi, okullar, marketler her yer kapalıydı. Sırf size ait bir bayram olduğu için tatil yapmayı bir de bizlere sorsanız size elbette pek imrenirdik. 
Ve ben şimdiyse anneannemin yuvalama kokusunu alamayacak kadar uzaktayım. Kameramızı bugüne ve Almanya´ya kurulu düzenimize çevirelim. Ilık bir rüzgar tenimi okşuyor pencereyi açtığımda. Sıradan bir gün gibi gözüken hatta Komşu Hans için birbirine benzeyen sıradan çarşambalardan biri aslında. 
Burada bayram yok, herkes kendi bayramını kendi yapıyor. Evet yalnış duymadınız. Okulu olan okuldan, işi olan işinden izin alıyor. Bir normali normal yapmak için pek çok çaba harcanıyor anlayacağınız. Sabah erkekler bayram namazı için evden ayrılıyorlar. Bizse süsleniyoruz, hazırlanıyoruz  buluşma alanına doğru yola çıkıyoruz. 
Kahvaltılıkları sofraya sererken, ayaküstü birkaç kişiyle bayramlaşıyorum. Yine döktürülmüş, ortak salonumuz şenlik yerine dönmüş. Çocuklar ise cıvıl cıvıl çınlayan sesleriyle. Belki de tek dertleri bugün o beyaz elbiseyi kirletmeden oynayabilmek. Yeniden bu derde sahip olmayı o kadar çok istiyorum ki. Fakat büyüyünce derin dertler veriliyor eline. Ve kirlileri her an makineye atabiliyorsun annen kızmadan. Kamera hala elimde, yavaş yavaş toplanıyoruz. Ve bayram farklı ülkelerden, fark kıtalardan gelen, belki de normal şartlarda asla aynı masada olmayacağım şimdiyse kahkahalar eşliğinde yaratıcının bizi yan yana getirdiği insanlarla devam ediyor. 
Fotograf faslına geçiyoruz, kameramı bir anlık elimden bırakıyorum. İnfluencer hanfendiciğimiz en iyi ışıkla ve en iyi açıyı yakalayıp ağzımda peynirli börek, yanağım şişken bizi çekiyor. Çocuklara harçlık veriliyor sonra. Utanmadan bende sıraya giriyor üç beş bir şey cebe atıp ama yol param, kilometreler geldim abiler ablalar diyorum. Kısa günün karına seviniyorum. Hala harçlık alabilecek kadar gencim öyleyse.
Anneannemin yuvarlamasını yiyemediğim kaçıncı bayram bilemiyorum. Mevzu bir yuvarlama da değil bunu pekte iyi biliyorum. Sadece bu uzaklık canımı yakıyor. 
Yine de candan kurduğum dostlarımla olmak beni bir nebze de olsa iyi ediyor. Zorunlu değil kalbi bir seçim bu. Tek tek ellerimle, kalbime seçtiğim insanlar.. En azından buna seviniyorum. Nereye sürgüne düşeceğinizi seçemezsiniz ama kimin yuvarlamasını yiyeceğinizi seçmek sizin elinizde. Evet şu konuda anlaşalım sevgili arkadaşlar istediğiniz en iyi markadaki hamur yoğurma makinesini de alsanız en güzel ve en küçük yuvalamayı yine anneannem açar ve yuvarlama bir çorba değil yemektir. Allahtan anneannem yemekte cinsiyet ayırmıyor. 
Ve “eski bayramlar” adlı bayatlamış türküleri tüttürmekten vaz caymanızı istiyorum. Biz o yollarda zamanında çok ağladık. Evet birtakım farklılıklar var: yaşım büyüdükçe harçlık alma ihtimalim azalıyor ama bayram içinize doğduğunda bayram. Yalnızlığı neyle ölçebiliriz bilmiyorum fakat çalacak en az bir kapınız varsa asla yalnız olmadığınızı ve olmayacağınızı oturduğum bu şen masadan sizlere bildiriyorum. Deliye hergün bayram klübümü ve klübe alınış şartlarını sonra da konuşuruz, yine oraya da beklerim. Akıl sağlığınızı koruduğunuz ve seçtiğiniz ailenizle güzel vakit geçirdiğiniz bayram dilerim.