Thursday, June 10, 2021

SESSİZ BİR FATİHASIN GERİYE KALAN

 

"Oysa ölürken kıymetlenirdi insanlar, o öldüğünde dahi dünyaların ondan haberi olmayacaktı. Ne sembolik bir saygı duruşu ne de bir Anma Töreni olacaktı ardından.''


Herkesler binbir telaşla onu uğurlamaya giderken bense  her zamanki gibi doğru yerde, doğru zamanda olamamanın perişan ızdırabı  içinde düşünce duvarlarımda kayboluyordum. Zihnim bir sağa bir sola savrulup acı içinde lime lime olurken, savrulan tek şeyin zihnim olmadığı pek aşikardı. Ağladıkça ağlıyor, kendimi inişi olmayan dönme dolapta kilitlenmiş halde buluyordum.

“Cahit´ine ve Ali’sine kavuşmuştu demek “ dedim gözyaşlarımı yerden toplayarak. “Şu dünyadan bir Gülten geçti diyeceklerdi.” öyleyse. Sahi diyecekler miydi? Siz der miydiniz mesela? Edebiyat dünyasına herhangi bir katkısı olmamıştı. Netflix´te belgeseli de yoktu. Esasen kendisi ile yapılmış küçük bir röportaj bile bulunmamaktaydı. Belli ki çocukluğunun geçtiği ev de müze haline gelmeyecek, sene de bir gün ardından bir Fatiha okunmaksızın bir dakikalık saygı duruşuna da gerek duyulmayacaktı. Peki öyleyse benim bu vurdumduymaz kalemim neden beni, bu güzel kadını yazmam için çekiştiriyordu?

Belki de kimseler bir şey demeyecek, zamanla o da unutulmuşlar çölünde sevdikleri tarafından bir seraba dönüşecekti. Köylüsü bile iki üç çaresiz ah vahtan sonra unutuverecekti kim bilir. Sahi sevdikleri de ilk günkü gibi taşıyabilecek miydi bu acıyı?

Onu göremeyen torunları için ise sessiz bir Fatiha’dan ibaret olacaktı kuşkusuz. Bayramlarda  şıkır şıkır bayramlıkları ile acımasız sıcakta mezarlığın en sonunda duran mezar taşının yanına yaslanıp hızlıca okudukları  bir Fatiha.. Bu kadar şiddetli kavgalar verirken acaba insanoğlu yalnızca bir Fatihaya dönüşeceğini biliyor muydu?

Belki aralarında Gülten adında minik bir ziyaretçi daha olacaktı. Tüm bu acılardan, babaannesinin hikayesinden habersiz kendi hikayesinde var olacaktı. Babaları ise o soğuk mermer taşa dayanıp deliler gibi ağlarken, belki de bu koca adamın böyle ağlayabildiğine şaşacaklardı.

Bir yandan da buzluktaki köfteler, kurutulan dolmalıklar, Karstaki kızı için kurduğu turşular öylece kala kalacaktı. İki kışlık hazırlarken her şeyi bilebilir miydi bahara dahi çıkamayacağını? Hayat sonunu bilmeden iki kışlık turşu kurdurtmuyor muydu ya insana? İşte buna Ah etmek istiyordum fakat tüm ahlarımı habersizce evvelki acılarıma bağışlamıştım. 

Dosyetevski  "Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!  diyor. Hatırı  sayılır bir vakit geçtikten sonra biliyorum herkes unutuverecek. Uyumaya daha erken gidip, bayramlarda sanki hiçbir kayıp yaşamamışçasına  güldüklerinde, tatlının yanında istemsizce çayı beklediklerinde ben de onlar gibi davranacağım.

Fakat benim uykuya dalışlarım hiçbir zaman onlarınki gibi kolay olmayacak. Elbette ilk günlerde ki gibi Rüyalar Aleminde dolaşmayacağım.Belki onu bu kadar çok anımsamayacağım. Belki de en iyileri ben olacağım unutanlardan yahut unutmuş gibi yapanlardan. Fakat gece sayıklamalarımda düzenli olarak ona yer vereceğim. İşte bu vefalı rutinim belki de beni diğerlerinden yavaşça ayıracak. Birde onu özlediğimde mor zarflı dualarımın içine selamımı da ekleyeceğim.

Ah, dünyaların tanıyamadığı  güzel Gülten Hanım. Şu hayatta acı tatlı günlerini geçirirken  ne çok adın yanında anılmıştın. Kaymakamın eşi, bu güzel çocukların anası, onun köylüsü, bunun yengesi derken peki sen en çok kiminle anılmayı sevmiştin? Eğer tahmin etme cüretinde bulunursam ben buna  ''Onun eşi'' olarak anılmayı sevdiğini ileri süreceğim. Kim bilir belki de yalnızca onun yanında çırılçıplak bir gerçeklikle kendini hür ve değerli hissetmiştin.

Peki ya o güzel çocukların? Elbette herkes kendi çocuğunu güzel yetiştirdiğine inanırdı.  Fakat bilmem ki, senin nazendelerinin buna ihtiyacı var mıydı? En güzel duyguları ben onlarda yaşamıştım.

Ne toprağına değebilir elim, ne de sana çıkar yolum. Peki şimdi sen söyle solar mı çiçeklerin sensiz?

30 comments:

  1. Duygularımızın tercümanı olmus..Ellerine saglık..

    ReplyDelete
  2. Düşündürten cok şey var, etkileyici çok cümle. Ama en çok şu söz 'Bu kadar şiddetli kavgalar verirken acaba insanoğlu yalnızca bir fatihaya dönüşeceğini biliyor muydu?'
    Kaleminize sağlık Betül Hanım..

    ReplyDelete
  3. Vaaay be! Okurken kendimden geçtim. Ne güçlü bir kalem, keşke Çağlayan Genç Dergisinde yazsanız Betül Hanım

    Saygılar

    ReplyDelete
  4. Tebeik ediyorum Betül güzel basarili bir yazı olmuş. Devamını bekliyoruz.

    ReplyDelete
  5. Biraz hüzün ve yüzümde beliren gülümsemeyle okudum. Nice güzel yazilarına...

    ReplyDelete
  6. Yazından çok etkilendim betülcüm umarım çok güzel yerlere gelirsin.Tebrik ederim seni.

    ReplyDelete
  7. Harikasın seni tebrik ederim👏👏👏💞🤗🥰🌹♥️🙏

    ReplyDelete
  8. Yazınızdan kaleminizden o dinginliği o huzuru öylesine hissettim ki.Devamını dahasını hatta daha daha fazlasını okumayı arzuladım.Tebrik ederim harikaydı����

    ReplyDelete
  9. Usta bir kalemden çıkmıs bir solukta okudum.Insani alıp biryerlere götürüyor.Guclu bir kaleminiz olacak.Tebrik ediyorum.Basarilarinizin devamını diliyorum.

    ReplyDelete
  10. Su gibi içiverdim satırlarını...
    Öylesine içten öylesine bizden hikaye tadında bir deneme olmuş.
    Kalemin hep böyle yüreğine dokunsun.
    Tebrikler...

    ReplyDelete
  11. Cok hüzel duygulu bir deneme olmus. Yazilarinin devamini sabirsizlikla bekliyoruz.

    ReplyDelete
  12. Dönüp tekrar okuduğum, ne güzel de ifade etmiş dediğim cümlelerinden biri"Bu kadar şiddetli kavgalar verirken acaba insanoğlu yalnızca bir Fatihaya dönüşeceğini biliyor muydu?"
    Elerine ve yüreğine sağlık...

    ReplyDelete
  13. “Bir yandan da buzluktaki köfteler, kurutulan dolmalıklar, Karstaki kızı için kurduğu turşular öylece kala kalacaktı.” Belki dolmalar bitene kadar hatırlanacaktı, belki de her kuru dolma görüldüğünde...
    Kalemine sağlık Betül, çok güzel yazmışsın🤗
    Devamını heyecanla bekliyorum...

    ReplyDelete
  14. Bir solukta okudum. Tebrik ederim canım. 🌸

    ReplyDelete
  15. Cok begendim yazınızı. Başarılarınızın devanini dizlerim

    ReplyDelete
  16. Z kuşağı umursamazlığına inat, böyle bir genç.... Yani çok mutlu oldum, sizin gibi bir yeğenim olduğu için Betül hanım, Bu yazı büyük emeklerin ve sağlam, vefalı bir karekterin meyvesi.

    ReplyDelete
  17. Betulcum tebrik ediyorum.Gercekten cok basarili olmus.Bir nefeste okudum yazini.Etkileyici ve surukleyici.Duygulandim cok ve gurur duydum seninle.Masallah yuregine kalemine saglik...

    ReplyDelete
  18. Güzel bir yazı olmuş Kaleminize sağlık. Yazmayı bırakmayın, devamının gelmesi dileğiyle hoşçakalın.

    ReplyDelete
  19. Harika bir yazı ,kalamine yüreğine sağlık ,başarılar dilerim Betül ��������

    ReplyDelete
  20. Tebrik ederim betülcüm çok dokunaklı çok güzel bir yazı olmuş yüreğine , eline sağlık... Gelecek yazılarını heyecanla bekliyoruz

    ReplyDelete
  21. Harika bir yazı olmuş Betül.Şiirsel üslubun çok etkileyici.Şiir okuyor hissine kapıldım.Kendimi olaya kaptırmışken karşıma çıkan enfes üslup hikayeyi sıradan olmaktan çıkarıp bir sanat eserine dönüştürmüş.Sakın vazgeçme "çıldırma "raddelerine var ki güzel şeyler okuyalım...
    Lossburg'tan selamlar...

    ReplyDelete
  22. O kadar güzel o kadar güzel ki
    Kelimelerin dizaynı, ifade ettikleri anlamların güzellikleri,tabirler çok ama çok beğendim.ellerine emeğine sağlık.daha nice güzel eserlerine

    ReplyDelete
  23. Kalemine sağlık, çok güzel bir yazı olmuş.

    ReplyDelete
  24. Kardeşim merhaba. Edebiyat öğretmeni bir abin olarak çok beğendim. Tarzın sevimli ve orijinal. Lütfen kimsenin tavsiyesine göre yön verme kalemine. Yol boyunca eksik gediğini kendin görür istediğin tarzda düzeltirsin. Özgün ve akıcı bir üslup, Duru bir anlatım... Söylenecek bir şey varsa o da "Durmadan yazmaya devam et! Bu yazı "Vira Bismillah"ın olsun senin...

    ReplyDelete
  25. Genç yazar! Bir Edebiyatçı olarak yazınızı okudum. Gerçekten engin bir ruh derinliğin var. Kelimelere yüklediğin manalar ve yaptığın tasvirler takdire şayan. Allah’ın sana bahşettiği bu güzel yeteneğin şükrünü yazarak eda etmelisin. Özellikle Eğe’de Meriç’teki yaşanmış gerçek hikayeleri de bu enfes ruh dünyanızdan nebean eden sızıntı ile kaleme alırsanız tarihede bir not düşmüş olursunuz. Bahtınız açık olsun. Yeni yazılarınızı özlemle bekliyoruz.

    ReplyDelete
  26. Cok guzel. Eine yuregine saglik.

    ReplyDelete
  27. beğendim, akıcı bir yazı olmuş ve okuması zevkliydi.

    ReplyDelete
  28. Çok etkileyici bir yazı kaleme almışsınız. Çok derin anlamlar var .Yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz. ������

    ReplyDelete
  29. Tebrikler süper olmuş

    ReplyDelete

Yorumunuz için çok teşekkürler.